Date: 09 Haziran, 2021
Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı için üretilen ve envanterde dört adet bulunan Sahil Güvenlik Arama ve Kurtarma Gemileri 88.6 metrelik tam boya ve 12.2 metrelik tam genişliğe sahipt. Geminin tam yüklü deplasmanı olan 1700 tonda, draftı 3.5 metredir. İki dizel makine, iki devir düşürücü dişli, iki şaft hattı ve iki adet kontrol edilebilir kanatlı pervaneden oluşan ana tahrik sistemi ile gemiler azami 22+ deniz mili hızına ulaşabiliyor..Sahil Güvenlik Arama ve Kurtarma Gemileri 15 knot olan ekonomik sürati ile maksimum 3000 deniz millik seyir siasına sahip. 92 kişilik gemi personeli ile ikmal yapmaksızın denizde 15 gün kalabilen gemiler; kendisine verilen görevlerin dışında; NATO/uluslararası standartları çerçevesinde, arama ve kurtarma, karakol, kaçakçılığı önleme, keşif ve gözetleme, Karasuları ve Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde Keşif/Gözetleme, Karasuları ve Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde Doğal Kaynakların Korunması, çevre kirliliğini önleme ve durdurma, Kirliliğin Önlenmesi (Yakıt Yayılımının Sınırlanması), balıkçılığın korunması, yangına müdahale edebilme görevlerini icra edebiliyorlar.
Arama Radarı ve Elektrooptik sensörleri ile Arama kurtarma harekatı icra etme ve arama kurtarma harekatına katılan suüstü ve hava unsurlarını koordine etme imkan ve kabiliyetlerine sahip Sahil Güvenlik Botları, 10 tona kadar helikopterlerin gündüz ve gece şartlarında iniş-kalkış yapabilmesi için de gerekli donanıma da sahip. Gemiler ayrıca su yüzeyinden atık yağ/petrol sızıntısını toplamak üzere 250 metre uzunluğunda şişebilen suüstü bariyerlerinin yanı sıra sızıntıyı kimyasal yolla nötralize etmek için kimyasal püskürtme sistemine de sahip. Püskürtücüler, 16 deniz mili hızında seyir halindeyken 10 bin metrekarelik alanda 200 litrelik seyreltici de dağıtabiliyor. Sahil Güvenlik Botları; Bariyer Sistemi ile denizdeki kirli bölge yayılımının engellenmesi, harekatlı modern kurtarma sistemlerinin kullanımı, AB standartlarında kurtarma faaliyeti yapabilme, Kirli atık konteynerleri ile kirli atık depolama, Deniz suyunu gemi güvertesinde su ve atık (başta petrol olmak üzere) alarak ayrıştırabilme kabiliyetlerine sahipler.
Peki bu gemiler özellikle draftı düşük kıyı sularında oluşan deniz salyalarının temizlenmesinde görev alabilirler mi?
Sahil Güvenlik Komutanlığı Marmara Boğazlar Bölge Eski Komutanı (e) Deniz Kurmay Albay N. İsmet HERGÜŞEN, tedarik edilen Sahil Güvenlik Botlarının sonrasında bir değişiklik yapılmadıysa;Deniz Kirliliğini önlemek ya da temizlemek maksadıyla teçhiz edilmediğinden sadece yakıt kaynaklı deniz kirliğinin yayılımını önleyecek bariyerlere sahip olduğunu belirterek "Deniz Salyasının yoğunlaştığı yerler dikkate alındığında; Genelde ya balıkçı barınakları, ya da marinaların yakınları veyahut sahile çok yakın yerlerde oluşması nedeniyle bu gemilerin Su Çekimi/Draftları nedeniyle manevraları kısıtlanacağından gemi emniyetinin tehlikeye düşmesi nedeniyle sahile yaklaşmaları söz konusu değildir." dedi.
Deniz Salyasının yayılımının engellenmesinin içok boyutlu bir şekilde ele alınması gerektiğini ifade eden HERGÜŞEN, Yerel ve merkezi yönetimlerin birlikte çalışarak, acil eylem planının bir an önce uygulanma alınmasını önemine değinerek, "Çevreye yönelik olarak; mülki amir olan Vali/Kaymaklarının koordinesinde yürürlüğe sokulması gereken ACİL MÜDAHALE PLANLARI vardır.İlk Acil Müdahale Planı da 1999 depreminin hemen arkasında Donanma K.lığı koordinesinde Kocaeli Valiliği ve Gölcük Deniz Ana Üs K.lığı arasında yapılmış olup;- Vali Yrd. Koordinatörlüğünde- Denkom ve Sahil Güvenlik unsurları TÜPRAŞ vb. İşletmelerin elindeki tüm unsurların kirlilik/felaketin oluşumundan itibaren harekete geçirilmesi hedeflenmişti. Daha sonra buradan yola çıkılarak Deniz Kuvvetleri Üs’leri ile Ardahan’dan İskenderun/Çevlik’e kadar 192 konuş yeri olan Sahil Güvenliğin olduğu yerlerde vüsatine göre ACİL MÜDAHALE EYLEM PLANLARI yapılmış, bu planlara Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Yerel Yönetim olan Belediyeler ile bölgelerinde bulunan stratejik tesislerin imkan ve kabiliyetleri de dahil edilmişti. Bu acil eylem planlarının bir an önce uygulamaya alınması gerekiyor. Sonrasında Deniz Temizleme araçları ile yüzeyin ve vidanjörlerle gerekli temizlik yapılabilecektir. Bu salyalar deniz dibine çöktükçe genişleyecek, genişleyecek Marmara Denizi ve Boğazlar tamamen oksijensiz kaldığında burası sanırım bir Haliç, bir Venedik olacaktır." diye konuştu.