Date: 20 Ekim, 2021
Bu yıl ilk kez düzenlenecek olması nedeniyle genel amacın daha net ifade edilmesi maksadıyla, “Future Soldier Konsepti ve Teknolojileri” alanında ortak sinerji ve iş birliğine yönelik olanakların ortaya konmasını ön plana alan etkinliğin, ana teması ise “The Warrior, Today and Tomorrow” (Günümüz ve Geleceğin Savaşcısı) olarak belirlendi.
Bu alanda dünya genelinde devam eden programlar ve teknolojik seviye ile sektörel kabiliyetlerin ele alındığı Konferansın öğlenden önceki oturumunda NATO’da üye ülkelerin çalışma gruplarında yürüttükleri çalışmalarla dünyadaki teknolojiler ve uygulamalar konusunu ele alınırken, öğlenden sonraki programda ise iki ayrı panelde; “Askeri Dijitalleşmesinde Endüstrinin Bakış Açısı” ve “Geleceğin Askeri Konseptindeki Yeni Trendler ve Teknolojiler” masaya yatırıldı. Yaklaşık 400 yerli ve yabancı savunma ve askeri yetkilinin katılımıyla gerçekleşen Konferansta pandemi koşulları nedeniyle yurtdışından katılım sınırlı tutulurken, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Korgeneral Sinan YAYLA başta olmak üzere üst düzey askeri yetkililer, Ankara’da elçilikleri bulunan yaklaşık 27 ülkeden Askeri Ataşe ve Savunma Yetkilisi ile Türk Savunma Sanayi firmalarından üst düzey yöneticiler de hazır bulundu.
Etkinlik, “Future Soldier Conference” Yürütme Kurulu Başkanı Yılmaz KÜÇÜKSEYHAN’ın açılış konuşmasıyla başladı. KÜÇÜKSEYHAN, “Bugün dünyanın mücadele etmesi gereken bela terörizmdir. Terörizm her gün can alıyor ve bu tehdide karşı her ülkenin mutlaka hazırlıklı olması gerekmektedir. Amacımız terörizme karşı ‘Future Soldier’ hazırlıklı hale getirmek. Eğer savaştan kaçınıyorsak caydırıcı bir gücü silahlı kuvvetlerde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Terörizm belasının savuşturulması bütün ülkelerin müştereken yardımlaşarak halledebileceği bir beladır. Bizim öngördüğümüz Future Soldiers konusu ülkesini savunacak, caydırıcı bir güç olarak barışı koruyacaktır. Güçlüyseniz kolay kolay kimse size saldıramaz.” İfadesinde bulundu.
Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail DEMİR’in video konferans yöntemiyle gönderdiği mesajda SaSaD ve Defence Turkey dergisiyle beraber etkinliğe emeği olanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında, etkinliğe fiziki olarak katılım göstermek için planlamalarını yaptıklarını ancak Bayraktar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir BAYRAKTAR’ın vefatı nedeniyle, cenazeye katılım göstereceği için, bugünkü etkinliğe maalesef katılamadığını söyledi. DEMİR, İnsanlık tarihi kadar eski olan harp karakterinin; çağın şartları, teknolojik değişimler, uygulanan stratejiler ve benzeri nedenlerle sürekli bir değişim içinde olduğun ancak doğasının sabit olduğunu belirterek şunları söyledi: “Harbin doğası değişmezdir, harbin odağında insan vardır ve temelini insan doğasından alır. Mücadele eden güçlerin özünü insan teşkil eder. En nihayetinde, tüm mücadele, insanların çıkarlarına göre yapılır. Günümüzde harbi tanımlayan teknoloji ve kavramlar sürekli ve hızlı bir şekilde dönüşürken, savaşın birincil aktörü olan insan, büyük ölçüde insan olarak değişmeden kalmıştır. Bugün askerler, daha eğitimli ve tarihsel emsallerinden daha donanımlı olabilir, ancak performans yetenekleri benzer durumdadır. Fark oluşturmak ve geleceğin tehditlerine hazırlık yapmak amacıyla 20'den fazla ülkenin tek erin fiziksel güvenliği ile kullandığı silah ve sistemleri modernize etmeyi hedefleyen 'geleceğin askeri projesi veya Programını kullanmaktadır. Bu proje ve programların birçoğu yeni haberleşme teknolojileri, yapay zekâ, robotik, harici iskeletler, artırılmış gerçeklik, ileri malzemeler, nanoteknolojiler gibi gelişen teknolojilerin getireceği avantajları kullanmaya odaklanmıştır." diye konuştu.
Geleceğin harp sahasında oluşacak gereksinimlere göre, stratejiler belirleyerek ön alıcı çalışmaların şimdiden yapılmasının zaruri olduğunun altını çizen DEMİR " Muharebe ortamında düşmana üstünlük sağlamak çağın bilgi ve teknolojisinden bağımsız olarak kendi yeteneklerinin farkında olmayı onları etkin olarak kullanabilmeyi ve her daim düşmandan daha üstün bir yeteneğe sahip olmayı mecbur kılmaktadır. Bu yeteneğin çağın teknolojisiyle entegre olması ise düşmana karşı en önemli caydırıcılık faktörlerinin başında gelmektedir. Caydırıcılığın sürekli olması, sadece günün şartlarına adapte olmayı değil, savaşın gelecekte nasıl olacağını öngörmeyi ve buna göre stratejiler belirleyerek, proaktif davranmayı gerektirmektedir. Elektronik, iletişim ve malzeme teknolojilerindeki gelişmeler, askeri alanda da önemli atılımlara vesile olmuştur. Bu gelişmelerin 21'inci yüzyıla yansımaları, savaşın icrasını kökünden değiştirmiştir. Bilim ve teknolojinin seyri bu anlamda, içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarına doğru ilerleyen süreçte savunma alanında bir takım teknoloji, sistem ve çözümleri de ön plana çıkarmaktadır. Askeri kabiliyetlerin, savunma teknolojilerinin ve savaşa dair stratejilerin gelişimi, teknoloji ile doğrudan bağlantılıdır. Savaşın yakın ve uzak gelecekte nasıl cereyan edeceği; muhtemel çatışma ortam ve koşulları ile hasımların elde etmeleri muhtemel kabiliyetlerin önceden kestirilmesi, etkin bir savaş gücü bulundurmak için şarttır. Başka bir ifade ile stratejik, ekonomik, siyasi ve teknolojik uzgörü yetisi birlikte kullanıldığı vakit, modern ihtiyaçlara yanıt verebilen bir savunma kapasitesinin inşası mümkün olur."
Geleceğin muharebe ortamının en önemli unsuru olacağını düşündüklerini, sürü insansız hava-kara-deniz araçları, büyük veri, siber güvenlik ve uzay, uydu teknolojileri, yapay zekâ ve robotik, insansız kara ve deniz araçları, lazer ve elektromanyetik silahlar gibi konularda çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan DEMİR, "Artık Türkiye'nin savunma sanayiinde dünyanın gerisinde kalma lüksü olmadığının bilinciyle hareket ediyoruz. Dünyada her an gelişen teknoloji sayesinde büyük bir rekabet gücü yarışı yaşanmakta olup, bu yarışın en önemli aktörlerinden biri de savunma alanındaki Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) ile inovasyon çalışmalarıdır. Bu nedenle teknoloji odaklı Ar-Ge, Ürün Geliştirme ve İnovasyon stratejilerinin belirlenmesi, teknoloji projelerinin yönetilmesi başkanlığımız için stratejik bir öneme sahiptir. Küresel bir güç olma yolunda hızla ilerlemekte olan ülkemiz, savunma sanayii alanında da özellikle son yıllarda ciddi bir atılım içindedir. Bu doğrultuda yürütülmekte olan projeler vasıtasıyla sanayimiz ve ihracatımız büyümekte ve bu alanda dışa bağımlılığımız gün geçtikçe azalmaktadır. Daha da önemlisi bu projelerin çıktıları olan platformlar ve sistemler sahada kullanılmakta ve güvenlik güçlerimizin görevlerini güvenle icra etmelerine yardımcı olmaktadır. Bütün bu başarılar, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın güçlü liderliği ve karar alma süreçlerindeki desteği ve savunma sanayii ekosisteminin gayretleri sayesinde elde edilmiştir. Bugün Türkiye ürettiği platformlar ve alt sistemlerinin yetenekleri sayesinde savunma sanayiinde artık bir pazar değil, aktör konumuna dönüşmüştür. Geleceğin teknolojilerine bugünden başlayan yolculuğumuz sayesinde, yakın gelecekte bugünkü konumundan daha ileride olan bir Türkiye göreceğimize olan inancım tamdır." Dedi.
Konferansta açılış konuşmacısı olarak yer alan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanı Korgeneral Sinan YAYLA da “Geleceğin Askeri” “Tek-Er” konsepti konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin gelecek dönem gereksinimleri ve sanayiden beklentileri yönünde bilgilendirici bir sunum gerçekleştirdi. Kullanıcı, tedarik makamı, üretici ve araştırma kuruluşlarını bir araya getiren Future Soldier Konferansında yer almaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Korgeneral YAYLA, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumları ve sanayi kuruluşlarını bir araya getiren bu tip faaliyetlerin geleceğin güvenlik ortamının şekillendirilmesine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum,” diye konuştu. Korg. YAYLA konuşmasına şöyle devam etti:
“Güçlü, caydırıcı ve etkin bir Ordu için muharebede rakibin elinde olmayanı üretebilmeli ve onu etkili bir şekilde kullanabilmeliyiz. Gelişen teknoloji muharebe etme biçimlerini de değiştirmektedir. Muharebelerde kesin sonuç günümüzde olduğu gibi gelecekte de eğitimli insan ile elde edilecektir. Teknoloji ve muharebe sahasındaki gelişmeler günümüzde ve gelecekte insanı, yani ‘Tek Er’ faktörünü daha da önemli kılmaktadır. Teknolojiye bağlı olarak askerin silah ve teçhizatı ne kadar gelişirse gelişsin, geleceğin harekat ortamında da karar verici yine insan olacaktır. Gelişen teknoloji ile muharebe sahasında tehditlerin çeşitliliği ve etkisi her geçen gün çoğalmaktadır. Bu nedenle, askerlerin görevleri artmakta ve Tek Er’in etki alanı genişlemektedir.
Teknolojik alanda Geleceğin Askerine ilişkin beklentileri 7 başlık altında toplayabiliriz;
Söz konusu teknolojilerin tasarımı askerin zihinsel ve fiziksel açıdan muharebe ortamındaki ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte olmalıdır. Muharebe sahasında sürekli değişen ve gelişen tehditleri karşılayacak personele sürekli bildirimler ile aşırı bilgi yüklenmemelidir. Sensörlerden gelen bildirimler görevin ifasına yetecek asgari seviyede tutulmadır...”
Bilginin görselleştirilmesi yoluyla durumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çeken Korg. YAYLA, bu uygulamaların aynı zamanda muharebe ve bilişim sistemleri ile kullanılacak diğer sistemlerin kontrolüne de destek sağlaması gerektiğini söyledi. Korg. YAYLA, “Personelin performansı ile psikolojik ve sağlık bilgileri sensörler sayesinde takip edilebilmeli ve personelin görevini ifa edip edemeyeceğini de değerlendirebilmelidir,” diye konuştu. “Tek Er’in hareket kabiliyetini ve yük taşıma kapasitesini artıracak teçhizat ve donanımlar geliştirilmeli ve Tek Er bir platform haline dönüştürülmelidir” diyen EDOK Komutanı Korg. YAYLA, bu teçhizatın modüler yapıda, ergonomik ve hafif olarak tasarlanıp üretilebilmesi durumunda hem enerji tasarrufu sağlanacağına hem de Tek Er’in beka ve manevra kabiliyetinin artırılacağına dikkat çekti. Korg. YAYLA ayrıca Geleceğin Askeri/Tek Er için üretilecek yeni teknoloji sistemlerin kendi personelini tanıyabilmesi ve düşmanın eline geçmesi durumunda ise otomatik olarak devre dışı kalabilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Her askerin her türlü muharebe, arazi ve iklim şartlarından etkilenmeden göreve devam etmek zorunda olduğunun altını çizen Korg. YAYLA, askerin söz konusu şartlara uyum sağlayabilmesi için hafif, ergonomik, hareket ve manevra kabiliyetini artıracak teçhizatın geliştirilmesinin önem arz etmekte olduğunu söyledi. Korg. YAYLA, “Beka tedbirleri kapsamında geleneksel mühimmatın etkilerinin yanında mikrodalga ve lazer gibi yönlendirilmiş enerji silahlarına karşı koruma sağlayabilen, modüler, hafif ve ısıya dayanıklı, psikolojik ve fizyolojik değişimler ile yaralanmaları tespit edebilen, KBRN koruması olan, ilk yardım yapabilen, cildi rahatsız etmeyen ter ve dış kaynaklı aşındırıcılara dayanıklı, kendisine yönelen algılayıcıları tespit edebilen ve bu algılayıcılara karşı gerekli tedbirleri alabilen teknolojilere ihtiyaç duyulmaktadır,” diye konuştu.
Günümüz muharebe ortamında askeri teknolojilerin büyük bir bölümünün siber alandaki tehditlere karşı hedef haline geldiğini anımsatan Korg. YAYLA, bu nedenle Geleceğin Askeri/Tek Er tarafından kullanılacak sistem ve teknolojilerin Elektronik Karıştırma, Elektronik Taarruz ve Siber Saldırılara karşı koruma seviyesinin yüksek olması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasının sonunda ülkemizde ilk kez düzenlenen Uluslararası Future Soldier Konferansına büyük önem atfetmekte olduklarını ifade eden Korg. YAYLA, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: ‘Konferansın bu alanda yürütülen çalışmaların, teknolojik gelişmelerin ve gelecek öngörülerinin takip edilmesi, Savunma Sanayinin mevcut kabiliyetlerinin ortaya konulması ve farkındalığın artırılması bakımından faydalı olacağını değerlendiriyorum. Teknolojik gelişmeler, teröristle mücadelede büyük tecrübe ve yetenekler kazanan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin etkinlik ve caydırıcılığını daha da artıracaktır. Bu kapsamda TSK’nin imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinde ihtiyaç duyulacak her türlü bilgi ihtiyacına ve ortak çalışma taleplerine mevzuat çerçevesinde hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Konferansın tüm katılımcılar için verimli geçmesini temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum”
Etkinlik kapsamında ayrıca fuaye alanında; HAVELSAN, ASELSAN, BİTES, GLENAIR, ROKETSAN, ATEL, CES, CORDURA, METEKSAN SAVUNMA, NUROL MAKİNA, NUROL TEKNOLOJİ, STM ve VANEDA Firmaları Geleceğin Askeri Konseptine uygun ürün ve kabiliyetlerini askeri ve savunma yetkililerine tanıttı.
Etkinlik boyunca sergilenen ürün ve kabiliyetlerle beraber, panel ve sunumlara yönelik geniş kapsamlı makalemizi 111’inci sayımızda bulabileceksiniz.