Tarih: 06 Ocak, 2020
Savunma Sanayi Başkanı Prof. İsmail DEMİR ve Savunma Sanayii Başkan Yardımcıları Harun ÇELİK, Dr. Celal Sami TÜFEKÇİ Prof. Dr. Faruk YİĞİT, Mustafa Murat ŞEKER ve Serdar DEMİREL ile beraber, kurumun Ankara`daki yerleşkesinde basın mensuplarıyla, 2019 yılının genel değerlendirmesini yapmak üzere, sabah kahvaltısında bir araya geldi. SSB Başkanı Prof. DEMİR, tüm yılın genel değerlendirmesinin yapıldığı basın buluşmasında, basın mensuplarıyla ayrıca gelecek yıl planlanan çalışmalar konusunda da önemli bilgiler paylaşıldı.
Savunma Sanayinde sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. DEMİR, kurum olarak amaçlarının TSK'nın ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu ancak savunma sanayinde iç tüketimin de bir yere kadar olduğunu sürekli bir yapı oluşturmak için ihracatın mutlaka devrede olması gerektiğini söyledi. Birçok ülkeyle savunma sanayinde iş birlikleri yaptıklarını, firmaların uluslararası fuarlara katılımına ön ayak olduklarını ve gerektiğinde devletten devlete yapılan ihracat anlaşmalarında taraf olarak yer aldıklarını söyleyen DEMİR, bu kapsamda eğer kredi mekanizması yaratılması gerekiyorsa bu amaçla da gerekli desteği firmalara verdiklerini ifade etti.
Global dünyada özellikle savunma sanayi gibi oldukça büyük kaynaklar gereken bir sektörde, çeşitli iş birliklerine açık olduklarını bir kez daha yineleyen DEMİR: “Yerli ve Milli ürünlerden bahsederken, her şey bizim olsun. Kimse ile paylaşmayalım düşüncesinde değiliz. Bizi kısıtlamadığı sürece, özgür irademize ve teknoloji katılımımıza engel olmadığı sürece dost ülkelerle iş birliğine açık olduğumuzu belirtmek isterim.” Dedi.
Savunma Sanayi Başkanlığı olarak savunma sanayi piramidini oluşturan alt ve orta sıradaki firmaları güçlendirerek, ileri teknolojilerde etkinlik sağlamaları gerektiğinin de altını çizen DEMİR " Yetkin şirketler oluşturmak amacıyla %100 SSB kuruluşu olan SSTEK şirketimizle çeşitli yatırımları desteklemek, ortak olmak, teknoloji olarak boşluk gördüğümüz yerlere yatırım yapmak, bu konuda önemli adımlar atmış durumdayız. Buradaki en önemli şirketimiz ULAK şirketidir. Bu şirketimiz önemli Ar-Ge ürünleri ortaya koymuş ve diğer savunma sanayi şirketlerimizi de yanına alarak dışarı bağımlılığı bitirecek ürünler ortaya koymaktadır." dedi.
SSTEK şirketinin yaptığı ve yapacağı yatırımlar konusunda da kısa bilgilendirmelerde bulunan DEMİR: “Anten konusunda dışa bağımlılık var. MAST sistemi ile ilgili bir şirket kurduk. Sofistike fren sistemleriyle ilgili bir şirket yok. Bor alanında, uydu görüntüleme, nano teknoloji gibi birçok alanda, yeni teknolojileri desteklemek amacıyla firmalarımızın yanında yer alıyoruz.” Diye konuştu.
SSB Başkanı Prof. DEMİR: “Motor tedarik süreci sonuçlandıktan sonra To Başlayacak”
ALTAY Tankı ile sürecin son durumu hakkında sorulan bir soruyu cevaplayan Prof. DEMİR, ilk tankın teslimatının To+18 aylık önlerinde bir süreç olduğunu ancak motor ve transmisyon konusunda yaşanan kısıtlamalar yüzünden proje takviminin halen başlamadığını söyleyerek şunları aktardı: " Güç paketi (Powerpack) konusunda yapılan başvuru sonucunda, firmanın elinde motor ve transmisyon olmadığı için To süreci başlayamıyor. Kamuoyuna deklare ettiğimiz To+18 aylık bir süreç vardı ancak önceden yapılan başvurunun sonuçlanmasını bekliyorduk, pozitif ya da negatif bir cevap ile karşılaşmadık. Beklemede, burada alternatif motor arayışlarımız da devam ediyor. Onun da yakın zamanda sonuçlanacağını tahmin ediyoruz. Motor sonuçlandıktan, üretim hattının da kalifikasyonu yapıldıktan sonra To başlayacak ve 18 aylık bir süreç başlamış olacak." dedi. ALTAY seri üretim projesinde önlerinde projeye başlamak için son tarih olup olmadığının sorulması üzerine, firmanın elinde olmayan parametrelerden dolayı son bir tarih vermenin kendilerine ültimatom vermek olacağını söyleyen DEMİR” Buradaki kısıtlama ülkenin içinde bulunduğu bir durum, onun için son bir tarihten konuşmuyoruz. Önümüzdeki her türlü fırsatı ve imkânı bu yönde kullanıyoruz. Ne zaman netice alırsak o zaman başlayacak diyebiliriz. Şunu da belirteyim, elimizde prototip aşamasından gelen dört adet güç paketi var. Biz bunlarla ilk partiyi başlatmak durumundayız. Ama dört tane üretip sonra bekleyelim yaklaşımı da çok uygulanabilir değil. Ama bu aşamayı çok sürede geçeceğiz. Çünkü çok olumlu gelişmeler var. " dedi.
Prof. DEMİR: " Birinci Sistem Nisan 2020'de Kurulup, hazır hale gelecek."
S-400'lerin test süreci ve ikinci sistem teslimatı hakkında da bilgilendirmeler de bulunan Prof. DEMİR: " Birinci Sistem 2020 Nisan eğitimleri ve kurulumu bitip, hazır hale gelecek. İkinci Sistemin geliş süreci ile önümüzdeki dönemde teslim alınacak dedik. Bir tarih verme konusunda yan şart olan ortak üretim vs bazı detaylar çalışıldığı için şu tarih demek istemiyoruz. Ama yakın zamanda gelecek." dedi.
F-35 programıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Prof. DEMİR, tek taraflı bir kararın gayri hukuki olacağını belirterek şunları söyledi: " Biz, F-35 programın da attığımız imzanın arkasındayız ve tek taraflı alınacak bir kararın gayri hukuki olduğun ısrarcıyız. Ben yaptım oldu bitti gibi bir yaklaşım var. Biz bu programla ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getiren bir ortağız ve hep bu programda kalmak istiyoruz tezini önü sürdük ve destekledik. Aylar önce bu kararı aldıklarını bildirilenler, firmaların tedariklerini durduracağız diyenlerin söylediklerini duymamış farz ederek firmalarımız üretimlerini devam ettiler. Bu duyumun alındığı tarihte biz firmalara üretimlerini durdurmalarını söyleseydik program çok zor durumda kalabilirdi. Türkiye'nin bu olumlu yaklaşımını, iyi niyetini göstermek için herhangi bir negatif adım atmadık. " diye konuştu.
TCG Anadolu Çok Maksatlı Havuzlu Çıkarma Gemisine F-35B STOVL uçaklarının konuşlandırılması veya başka alternatiflerin masada olup olmadığı ilgili sorulan bir soruyu da cevaplandıran Prof. DEMİR: “F-35B uçaklarının bu gemiye konuşlandırılmasıyla ilgili bize somut bir talep hiçbir zaman gelmedi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı bünyesinde belki bu fikir konuşuldu, tartışıldı ancak bize somut bir proje olarak gelmedi. Bu platforma koyabileceğiniz çok çeşitli hava sistemleri olabilir. Şu anda gidişata baktığınızda çeşitli kabiliyette IHA sistemlerin, konuşlandırılmasıyla ilgili sorun olmayabilir. O kadar çok alternatif var ki, F-35B gibi pahalı bir alternatife gitmektense, onun görevini belli oranda icra edebilecek İnsansız Sistemlerin kullanılması mümkün, zamanı geldiğinde bu konuda da bazı girişimler olacaktır.” diye konuştu.
Türkiye’nin SU-35 alması konusunda Rusya ile yürüttüğü görüşmelerde gelinen son durum hakkında sorulan bir soruyu da cevaplayan Prof.DEMİR, “Rusya’nın bize bir teklifi oldu. Bu teklifi kendi içimizde görüştük ve görüşmeye devam ediyoruz. Çünkü o teklifin getireceği yan parametreler var, çok geniş açıdan tartışılması gerekiyor. Bu teklif üzerine somut bir gelişme oldu mu? Derseniz. Hayır olmadı.” Dedi.
İ-Sınıfı firkateyni projesinde 3 geminin seri üretimi ile ilgili SSIK kararının halen alınmaması konusuna da açıklık getiren Prof. DEMİR, önümüzdeki dönemdeki SSIK toplantılarında bu konuda bir kararın alınacağını ama hangi toplantıda olacağı ile ilgili bir tarih vermenin şu an mümkün olmadığını söyleyerek şunları aktardı: " Malum Beşinci geminin, I-Sınıfının birinci gemisi ile ilgili çalışmalar başlamıştı. Diğer gemilerle ilgili de karar alınabilirdi. Ancak öncelikli olarak bu başlasın diğer gemilerle ilgili ek bazı sistemler, ilaveler olabilir dendi. Onlar sonuçlanınca bir icra kurulu kararı alınacaktır. Ancak şu an için bir zaman söylemem zor." dedi.
Prof. İsmail DEMİR: " Fransa'nın son dönemde ortaya koyduğu tavır, SAMP/T programını da etkiledi. "
EUROSAM firması ile SAMP/T ile ilgili geçmiş dönemde bir anlaşma imzaladıklarını ve bu kapsamda sistem tanımlaması konusunda çalışmalar yaptıklarını ifade eden Prof. DEMİR: " Bu tanımlama çalışmaları hemen hemen bitti. Bunun sonucunda da üç ülkenin ihtiyaçlarını karşılayan somut bir çalışma başlayacaktı. Uzun vadeli ortak bir çalışma başlayacaktı. Fransa'nın son dönemdeki ortaya koyduğu bir tavır var. Bu tavır bu projeyi de etkiledi. Eğer bu tavır devam ederse, biz belki diğer ortak ile (İtalya) devam edebiliriz. Ama buradaki tıkanma, sadece bizim elimizde olan bir durum değil. Bu tanımlama işleminin bitmesi sonrasında Fransa'nın şu anki olumsuz tavrı, programın sonraki safhalarına ilerleme konusunda maalesef sıkıntı oluşturuyor. " dedi.
DEMİR: " Pakistan T129 ATAK programında, Pakistan tarafı 1 yıl daha ek süre vermeye razı olmuş durumda."
2018 yılında anlaşması imzalanan ancak Amerika'dan tedarik edilecek motor ihracat lisansı konusunda bir ilerleme kaydedilmediği için halen beklemede olan Pakistan T129 ATAK helikopteri programı ile ilgili ilk elden bilgilendirmelerde bulunan Prof. DEMİR: " Motorla ilgili İhracat izni başvuru ilgili işlem devam ediyor. Pakistan ihracat izni ilgili bir yıllık ek bir süre vermeye razı olmuş durumda. Beklemedeyiz. Alternatif bir motor ile ilgili. Ara bir çözüm olabilir mi? Biz bunun daha çok yerli bir motorla karşılanabileceği iddiasıyla hızla çalışmalarımızı devam ediyoruz. Daha hızlı bir çözüm olabilir mi? TUSAŞ bu konuda temaslarına devam ediyor. İhracat lisansı ayrıca Pakistan ile Amerika Birleşik Devletleri’ni de ilgilendiren bir konu, Pakistan tarafı da bu konuda taraflarla görüşmelerine devam ediyor. Oradan olumlu bir sonuç geleceğini umuyoruz. Ancak olumlu bir sonuç gelmezse, 1 yıl sonra Pakistan bizim geldiğim noktayı görür ve yerli motor ile ilgili her iki tarafta beklemeyi göze alırsa, yerli motora geçilebilir. Takvim olarak geliştirme projelerinde kalite, test ve sertifikasyon süreçleri var. O süreçler, hava araçları için beklenenden çok daha fazla uzayabiliyor. Çekirdek motorun çalıştığına şahit olduk. İki yıllık iddialı bir takvimden bahsediyoruz. Motor hazır hale gelse bile test ve kalifikasyon süreçlerinde belirli uzamalar olabiliyor. Hava Aracı olduğu için risk almamak gerekiyor. İki yıllık takvimi önümüze koyarken, o süreçte ortaya çıkabilecek, uçuş emniyetini ilgilendiren konuların hassasiyetle incelenmesi gerektiğini her zaman dile getiriyoruz. Bu açıdan biz önümüzdeki iki yıllık süreci, tüm isterlerin ve şartların yerine getirilmesi gerektiğini söyleyerek bu konuyu bağlayabiliriz. " dedi.
Savunma Sanayinin sürdürülebilir olması için katma değerli alanlara yönelmek gerektiğinin altını çizen DEMİR, yurt sathında çeşitli şehirlere ziyaretler yaparak buradaki kabiliyetleri yakından görmeye çalıştıklarını söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Savunma Sanayi popüler bir konu olduğu için, çeşitli yatırımcılar ve sanayiciler bu sektöre daha fazla ilgi duymaya başladılar. Burada illerimizin belirli olgunluk düzeyi var. Bu illerdeki Organize Sanayi Bölgeleri, Sanayi Odalarının ve kurumları ile bir araya gelerek, o ilde hangi derinlikte bir kabiliyet nasıl ortaya çıkar, konularını yüz yüze konuşuyoruz. Ana yüklenici firmalarımızı yanımıza alarak gidiyoruz. Ama şunu özellikle sanayicilere vurguluyoruz ki iyi bir metal kesimi yapıyorum diyen firmalara, bu konuda çok sayıda çalışan firmamız var. Burada katma değer olarak verim olarak bir doyum noktasına ulaştığını belirtiyoruz. Yurtdışından getirdiğimiz metal işleyen tezgahların bize getirdiği katma değer eğer malzemede yurtdışından geliyorsa iyice düşüyor. O halde katma değerli alanlara yönelelim. Tezgâh konusunu küçümsemiyoruz. Özellikle sofistike olan hassas işleme yapabilen artık modern sistemlerin gerektirdiği hassasiyette iş yapabilen ürünleri üreten tezgahlar konusunda da Dünya’da bir kısıtlamaya gidildiğini görüyoruz. Bu konuda da önümüzün tıkanmasına karşı, Türkiye’de de üretim sistemleri alt yapısının ve yetkiliğinin olması gerektiğini vurguluyoruz. O zaman teknoloji ağırlıklı, nisch alanlara yönelecek faaliyetlerin olması gerektiğine inanıyoruz. Bu illerdeki firmalar ve yapılanmalar bize şunu öneriyorlar. Teknolojik derinliğe sahip konulara girmemizi isteniyorsa, biz bu nisch alanları çok göremiyoruz. Bu konuda daha sıkı iş birliği içinde olalım. Bunlar bizlere gösterin diye bir yaklaşım var. Biz bu yaklaşımla, illerde kümelenmeler oluşturarak bu yapılar ile daha kolay iletişim kurabiliyoruz ve bunun da faydalı olacağını değerlendiriyoruz. Ankara Kazan bölgesinde HUB, Havacılık Organize ve İhtisas Sanayi Bölgesini kurulumunun devam ediyor. TUSAŞ’ın bu bölgede havacılık ve uzay alanında önemli bir itici güç olacağını değerlendiriyoruz. Bu bölgede eko-sistem oluşturacağız. Burada Teknopark oluşturacağız. Burada üretim teknolojileri mükemmeliyet merkezi kuracağız. Çünkü Üretim teknolojileri son derece bilimsel çalışılması gereken bir alan ve geride kalmamız gerekiyor. Ankara’da bu kapsamda bir pilot bölge olacak.” Dedi.
Soru- Cevap bölümünün ardından toplu fotoğraf çekimi ile beraber toplantı sona erdi.
Toplantı sonrasında basın mensuplarıyla paylaşılan veriler ışığında 2019 yılında yapılan faaliyetlerle, 2020 yılına dair planlı faaliyetler basın mensuplarıyla paylaşıldı. SSB tarafından yapılan bilgi paylaşımında şu bilgilere yer verildi.
2019 YILINDAKİ ÖNEMLİ FAALİYETLER VE TESLİMATLAR
HAVA
DENİZ
KARA
SİLAH/MÜHİMMAT/FÜZE
ELEKTRONİK SİSTEMLER
DİĞER
ULUSLARARASI İLİŞKİLER VE İHRACAT
2020 YILINDA PLANLANAN ÖNEMLİ FAALİYETLER VE TESLİMATLAR
HAVA
DENİZ
KARA
SİLAH/MÜHİMMAT/FÜZE
ELEKTRONİK SİSTEMLER
DİĞER