Tarih: 27 Mart, 2023
Slaytlarda hava-yer taarruz (derin darbe uçağı) rolü için tasarlandığı ve sürü halinde görev yapabilme kabiliyetine sahip olacağı vurgulanan TİSU/MİUS’un uçan kanat (kuyruksuz, sabit kanatlı, motorlu hava aracı) tipi bir gövde tasarımına ve tek bir jet motoruna sahip olduğu görülüyordu. Ve 18 Mart 2023 günü TUSAŞ tarafından paylaşılan motor testi için bir araçla motor test alanına doğru çekilen ANKA-III görseli ile 24 Aralık 2015 günü slaytlarda yer alan TİSU/MİUS tasarımı birbirine oldukça yakın. Bahse konu slaytlarda TİSU/MİUS’un yine sürü halinde görev yapabilme kabiliyetli hava sahası savunma (hava-hava) rolü için de bir versiyonu olduğu ve hem TİSU/MİUS hem de hava-hava rolündeki versiyonun önce ölçekli modellerinin üretileceği zamanla her iki platforma sürü halinde görev kabiliyetinin kazandırılacağı görülmekteydi.
Daha sonra uzun bir süre proje ile ilgili herhangi bir bilgi veya görsel paylaşımı yapılmadı. Ta ki 2020 yılına kadar, o yıl içinde dikey yüzeyi bulunmayan uçan kanat (delta kanat geometri, yakıt ve faydalı yük ana kanat yapısının içinde taşınmakta) yapısındaki TUSAŞ TİSU/MİUS Projesinin devam ettiğine ilişkin ilk bilgi elime ulaşmıştı. O dönemde ilk uçuş için 6-8 aylık bir takvim konuşuluyordu. Ancak, bahse konu uçuş daha sonra ölçekli model ile 2021 yılında yapıldı. 2021 yılı başlarında MİUS prototipi ile SEL testlerine başlandığı, 2021 Temmuz ayında ise SEL testlerinin tamamlandığı yönünde bir bilgi edinmiştim. 2022 yılında ilk prototipinin üretim ve nihai montaj faaliyetleri başladı.
Kartal Dernek tarafından düzenlenen “Zirve Kartal: Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi’nin son gününde “Havacılık ve Uzay Sanayi” başlıklı bir konuşma yapan TUSAŞ Genel Müdürü Temel KOTİL, insansız uçak geliştirdiklerini ilk kez duyurdu. Aralık 2022’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY 2023 yılı bütçe konuşmasında TUSAŞ’tan yeni tip insansız jet savaş uçağımız geliyor ANKA-III, jet motoru ve hızıyla, yüksek yük taşıma kapasitesi ve radarda neredeyse görünmeyen kuyruksuz yapısıyla İHA alanında yeni bir sayfa açacak,” ifadesiyle TİSU/MİUS’a ANKA-III adının verildiğini ilk kez kamuoyuna açıkladı. Bundan birkaç gün sonra ise ANKA-III’ün bilgisayar ortamında hazırlanmış görselleri yazılı ve görsel basında yer aldı.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel KOTİL, 9 Ocak 2023 günü ANKA-III’ün küçük ölçekli modelini yapıp uçurduklarını açıkladı ve ekledi, “Büyüğünü de yapıyoruz, o da önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. ANKA-III MİUS, MMU, HÜRJET ve ATAK ile birlikte görev yapabilecek…” KOTİL, 21 Mart 2023 günü 4’üncü Askeri Radar ve Sinir Güvenliği Zirvesi sırasında yaptığı konuşmada ise ANKA-III’ün ilk prototipinin yer testlerine planlanan takvimden daha önce başladığını duyurdu ve ANKA-III’ün teknik özelliklerini içeren bir slaytı dinleyicilerle paylaştı. İlk ANKA-III prototipinin nihai montajı Ocak 2023’te tamamlanmış akabinde yer testlerine başlanmıştır. SSB İsmail DEMİR de birkaç gün önce verdiği bir demecinde ANKA-III’ün HÜRJET ile birlikte uçacağını açıkladı ve Nisan ayını işaret etti. Dolayısıyla Nisan ayında TUSAŞ tesislerinde düzenlenecek törende hem HÜRJET’in, hem de ANKA-III’ün birer uçuş yapması bir nevi kesinleşmiş gibi oldu.
Fotoğraf: Dassault nEUROn UCAV
18 Mart günü ilk prototipe ait görselleri paylaşılan ANKA-III TİSU/MİUS hem dış görünüş hem de tasarım ve üretimindeki işçilik kalitesi anlamında beklentilerimin üzerindeydi. Dolayısıyla ANKA-III’ün TUSAŞ’ın 5’inci Nesil uçak programları olan F-35 MTU/JSF ve MMU/TF-X Programlarında edindiği üretim kalitesi ve mühendislik gücünü göstermesi açısından güzel bir örnek olarak değerlendiriyorum. ANKA-III TİSU/MİUS dış görünüş ve konsept olarak bana Türkiye’nin 2000’li yılların başlarında ilgilendiği NEURON İnsansız Hava Muharebe Aracı (UCAV) Programı’nı da hatırlattı. Türkiye İHA Yol Haritası kapsamında UCAV ihtiyacı çerçevesinde Fransa liderliğinde yürütülen Neuron UCAV Programı’na katılmayı planlamış ve 2005 yılında bu programı katılım için resmi bir başvuruda bulunmuştu. Ancak, Programa üye olan Yunanistan’ın da baskısı ile Fransa, Türkiye’ye sanayi ekibinin oluşturulduğu, sanayi ortakları arasında iş paylaşımının yapıldığı ve yeni bir ortağın ancak Neuron UCAV’nın ilk test uçuşunun yapılmasını müteakip [o tarihte 2011 yılı hedefleniyordu] programa dahil edilebileceği şeklinde bir cevap ile geri dönüş yapmıştı. Bu cevap üzerine Türkiye yeni arayışlar içerisine girmiş ve o tarihlerde EADS ile iş birliğine gidilmişti. Hatta TUSAŞ ile EADS arasında Mayıs 2011’de Talarion Programı’nda iş birliğine yönelik bir Mutabakat Muhtırası (MoU) imzalanmıştı. Dolayısıyla kötü komşu sayesinde bugün bir bakıma ANKA-III TİSU/MİUS sahibi olduk. ANKA-III de aslında gerek boyut gerekse ağırlık açısından NEURON UCAV ile benzer değerle sahip. NEURON için açık kaynaklarda 9.5m toplam uzunluk, 12.5m kanat açıklığı, 4.9 ton boş ağırlık ve 7 ton kalkış ağırlığı bilgisi yer alıyor…
Fotoğraf: Mustafa KILIÇ "UÇAN KANAT"
ANKA-III ile birlikte Türk Havacılık Sanayi 1948 yılından bugüne ilk kez uçan kanat tipi bir hava aracını tasarlamış ve uçuş testi aşamasına getirmiştir. Hatırlanacağı üzere Yüksek Mühendis Yavuz KANSU tarafından tasarlanmış olan THK-13 isimli uçan kanat tipi planör prototipi Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası’nda üretilmiş ve ilk uçuş testi 24 Ağustos 1948’de yapılmıştı. Herhangi bir dikey eksenli aksama, dikey yüzeye, sahip olmadığından ve son derece düz bir yapıda olduğundan uçan kanat (delta kanat geometri) yapısındaki gövde tasarımları potansiyel olarak düşük radar izine sahiptirler. Dolayısıyla düşük RKA/RCS değerleri sayesinde radarda görünürlükleri düşüktür. O nedenle B-2 Spirit ve B-21 Raider gibi ‘stealth’ (düşük radarda görünürlük) özellikli stratejik bombardıman uçakları uçan kanat tasarımına sahiptir. Ancak, kalın bir kanat gerektirmesi sebebiyle uçan kanat tasarımı daha ziyade ses altı uçakları için uygundur.
Geleneksel stabilize edici yüzeylerden ve ilişkili kontrol yüzeylerinden yoksun oldukları için uçan kanat tasarımları kararsız ve kontrol edilmesi zor bir uçuş yapısı gibi doğal dezavantajlara sahiptir. Yukarda bahsi geçen THK-13 de zaten bu sebeplerden ötürü başarılı olamamış ve hafif hasarlı zorunlu iniş ve kırım ile sonuçlanan iki test uçuşunun ardından proje iptal edilmişti. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde djital ‘fly-by-wire’ yani bilgisayar destekli (uçuş kumanda yüzeylerinin hareketi side-stick denilen lövye ile aktüatörler yardımıyla sağlanıyor, kumanda yüzeyleri ile side-stick lövye arasında hiçbir fiziksel bağlantı yoktur) uçuş kontrol sistemi sayesinde uçan kanat tasarımının doğasında olan aerodinamik dezavantajların çoğu en aza indirilmekte ve verimli ve etkili bir şekilde uzun menzilli bombardıman uçağının üretilebilmesi sağlanmaktadır. TUSAŞ hem HÜRJET hem de MMU/TF-X’de kullandığı dijital ‘fly-by-wire’ teknolojisini ANKA-III’e de aktararak tasarımın kusursuz şekilde çalışmasını sağlamış olmalı.
Grafik: @miguyan2000
ANKA-III TİSU/MİUS öyle görülüyor ki uçan kanat tasarımının avantajlarının en verimli şekilde kullanılabileceği derin darbe uçağı rolünde görev yapacak. Bu çerçevede TUSAŞ, MMU/TF-X ve ANKA-III arasında gerekli protokol ve altyapıları teşkil ederek ANKA-III’ün MMU/TF-X’in uzun menzilli demir yumruğu (Loyal Wingman Konsepti ile) olarak kullanabilir ve buna yönelik konseptler geliştirebilir. 5’inci Nesil insanlı MMU/TF-X ve yeni nesil insansız ANKA-III TİSU/MİUS ikilisini başarıyla göklerle buluşturabilirsek 2030'lu yıllarda HvKK için ciddi bir güç çarpanını milli imkanlarla geliştirerek hizmete sunmuş olacağız. ANKA-III TİSU/MİUS için gemiye iniş kalkış kabiliyeti de öngörülmüş olduğundan hizmete girdiğinde sadece hava üslerinde değil, uçak gemisi/LHD gibi su üstü harp gemilerinde de görev yapabilecektir.
Azami kalkış ağırlığı 6.5 ton, faydalı yük kapasitesi 1.200kg, servis irtifası 40.000ft, havada kalış süresi 10 saat (35.000ft irtifada), seyir hızı 250 knot (0.42 Mach 30.000ft irtifada) ve azami hızı 425 knot (0.7 Mach, 30.000ft irtifada) olarak verilen ANKA-III için tahmini değerler şöyle; Kanat açıklığı yaklaşık 12m, gövde uzunluğu yaklaşık 8.4m, toplam uzunluğu yaklaşık 9m ve gövde genişliği yaklaşık 4m. Tek motorlu ANKA-III’de AI-25TL (1.720kgf veya 1.850kgf) veya AI-322 (2.500kgf – 3.000kgf) serisi turbofan motorların kullanıldığını değerlendiriyorum. Seri Üretim Fazı’nda ise ANKA-III TİSU/MİUS’da halen TEI tarafından geliştirme çalışmaları devam eden TF-6000 Turbofan Motoru kullanılacaktır. TEI, ilk TF-6000 2.721kgf/6.000lbf) prototipinin montajına Nisan ayında başlamayı ve 2023 yılı bitmeden ilk çalıştırma testini gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.
ANKA-III TİSU/MİUS'un silah taşıma konfigürasyonuyla ilgili detay bilgileri gelecek sayımızda bulabileceksiniz.