Tarih: 24 Nisan, 2023
Andrew McCarthy’nin dediği gibi “Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.” Belki de bu kez tercih edilen rota bunu daha içten söylemek için bir bahane yaratmıştır. Kuzeyde Dolgellau ile güneyde Machynlleth arasında yer alan vadilerden RAF Fairford’a uzanan bir yolculuk için başka ne söylenebilir ki?
İngiltere’de temmuz ayı bir başka güzel diyebilirim. Kökenleri, ilk olarak 1971'de North Weald Airfield'da düzenlenen bir hava gösterisine kadar uzanan Royal International Air Tattoo, her yıl temmuz ayında İngiltere'nin Gloucestershire kentindeki RAF Fairford'da düzenlenen dünyanın en büyük askeri hava gösterisidir. Gösteriler 1976 yılında uluslararası bir kimlik kazanmış ve 1996 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in himayesine alınarak Royal International Air Tattoo unvanını almıştır.
Yüzbinlerce ziyaretçinin, Dünya’nın değişik yerlerindeki üslerinden intikal eden uçakların gelişlerini ve provalarını izlemek üzere haftanın ortasından itibaren takip etmeye başladığı ve hatta uçakların ayrılışlarına kadar ayrılamadığı bir havacılık şöleninden söz ediyorum.
Gösterileri izlemek için hangi günün, hangi saatini seçmiş olursanız olun Royal International Air Tattoo bir hava gösterisinden çok daha fazlası. Birçok insan için bu etkinlik, onlarca ülkeden gelen sayısız Havacılık meraklısı ve sayısız havacı ile buluştukları devasa sosyal bir etkinlik.
Burada hiç beklemediğiniz sohbetlere misafir olabilirsiniz. Bir RAF pilotundan, Anadolu Kartalı Tatbikatına dair anıları dinlemek veya RAF Fairford'a uzak ülkelerden yapılan uzun intikallerde, uzun bekleyişlerde yaşanılanları duymak gibi.
İngiltere’nin ender güneşli günlerinden birinde Royal International Air Tattoo (RIAT) için RAF Fairford’a yaklaşırken, aracımızın radyosundan etkinliğin yayınlarını dinlemeye başlamıştık. Etkinlik alanına vardığımızda ilk önce nereden başlayacağımızın şaşkınlığı içerisindeydik. Doğruyu söylemek gerekir ise nereden başlarsanız başlayın “keşke” diyemeyeceğiniz bir alanda olacaksınız. Her köşesinde bir başka hava aracı bir başka ekip sizleri bekliyor ve tabi ki jet sesinin hiç eksik olmadığı bir etkinlik RIAT.
Sırasını bekleyen ekipler, devasa sergi alanı ve hiç bitmeyecek gibi ardı ardına havalanan uçaklar. Benim için en etkileyici an ise Avusturya Hava Kuvvetleri’nin Eurofighter’lar ile önleme (scramble) kalkışı senaryosunu gerçekleştirmesiydi. Askeri havacılıkta, scramble alarmı, savaş uçaklarını hızlı bir şekilde harekete geçirme eylemidir. Scramble kalkışı, ani bir tehdide karşı önleme kalkışı şeklinde gerçekleştirilir. Bize bu senaryoyu alarm sirenleri, art yakıcıların sesiyle karışık radyo konuşmaları ile eksiksiz yaşatan Avusturya Hava Kuvvetleri’ni not düşmeden geçemezdim.
Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait F-35B’nin askıda kalarak tribünleri selamlaması, CH-47 gösteri ekibinin “Blade Slap” “Because jet noise is boring” çıkışlı gösterisi baş döndürücüydü. CH-47, bir helikopter ise diğerleri nedir? Eğer diğerleri helikopter ise CH-47 nedir?
RAF Fairford ve civarında hemen her şey Royal International Air Tattoo adına hazırlanmıştı. Royal International Air Tattoo, Alman Hava Kuvvetleri’ne ait P-3C Orion deniz karakol uçağı pilotlarının açtığı müzikler kadar keyifliydi. Sözcüklerle her şeyi anlatmak mümkün değil. Belki bazı anları anlatmayı fotoğraflara bırakmak gerek.
Royal International Air Tattoo günlerinden çok daha iddialı ve zorlu olduğunu düşündüğüm Mach Loop macerası, C-130 Hercules'den, F-15 ve hatta V-22 Osprey’e kadar vadi boyunca alçak irtifa taktik askeri uçuş gerçekleştiren sayısız hava aracını ender bir kuş bakışı ile görme fırsatı yakalayabileceğimi hayal ettiğim bambaşka bir deneyimdi. Hayal ettiğim diyorum çünkü bazen gerçekten çok şanslı olmak gerekiyor.
Öğrendiğim, gördüğüm, deneyimlediğim ne varsa paylaştıkça daha da değerleneceğine inanarak yazıyorum. Snowdonia'nın virajları ve kıvrımları arasında hiç beklemediğiniz bir anda jetlerle karşılaşmak ve başınızın hizasından geçmek üzere size yaklaşırken onları hiç olmadığı kadar yakından izlemek harika bir duygu ve kesinlikle büyüleyici.
Royal International Air Tattoo’nun aksine Mach Loop saatlerce beklemeniz gereken, küçük bir park alanı ve yarım yamalak patikalar dışında hiçbir hizmetin ve seçeneğin olmadığı bir yerde bulunuyor. İster batı yamacını isterse doğu yamacını tercih edin bazı şeyler tamamen şansınıza kalmış oluyor. Öyle ki;
İlk başta küçük gibi görünen, dağlık zeminde uzak bir köşeyi hızla dönerek, vadiden geçmek için zahmetsizce yaklaşacak uçağın pilotu keyfiyetle diğer yamacın üzerinden geçmeyi de tercih edebilir. Bu bir yana Kraliyet Hava Kuvvetlerince uçuş takvimi ilan edilmiş olsa dahi uçuşların nereden, ne şekilde gerçekleşeceği tamamen belirsiz diyebilirim. En başından belirtmek çok önemli, uçağı görmeniz asla garanti edilmiyor. Umutsuz bekleyişten vazgeçerek günü trekking ile bitiren sayısız insan göreceksiniz.
Mach Loop için ilk tavsiye; “Sabır”
Yağmur riskini göz ardı etmeden (Şemsiyenizi getirin burası Galler) muhteşem manzarayı izlemek üzere biraz atıştırmalık ile burası oturup, dünyayı seyretmek için büyülü bir yer. Burada, alçaktan uçan bir uçağı görmeyi başarırsanız, bu da size bonusu! Çok da karamsar olmamak adına hafta ortası saat 10:00-11:00 arası ve saat 13:00-14:00 arasının asla kaçırılmaması gereken saatler olduğunu söyleyebilirim.
Sabah erkenden uyanıp park noktasına gitmek için bir gün öncesinden etrafı pamuk tarlası gibi bembeyaz koyun ve kuzularla çevrili bir küçük otelde konaklamanız gerekiyor. Pek de kötü bir deneyim olmasa gerek. Ayrıca Galler’in eşsiz kaymağı ile sunulan sade bir kahvaltı ile güne başlamak bir F-15 ile yan yana gelmek noktasındaki heyecanınızı belki dizginleyebilecektir.
Konakladığınız yerden ayrılınca yalnızca bir park alanının olduğu “nereye bakıyor bu adamlar” diyebileceğiniz sürekli gülümseyen “umutlu” insanlarla dolu bir yere geleceksiniz. Burada sizi iki ayrı seçenek bekliyor olacak. Ya batı yamacına tırmanacaksınız ya da doğu yamacına.
İnsanların bekleyişi kendi içinde inanılmaz bir senkronizasyon yaratıyor. Beklenilen anı kaçırmanız pek de mümkün olmayacak. Bu sebeple sabırla beklemek zorunda kalacağınız o uzun zamanları değerlendirmek için de yanınıza mutlaka bir şeyler bulundurmalısınız.
Batı yamacına tırmanmak, doğu yamacından biraz daha kolay herhangi bir arayışa gerek kalmaksızın rahatlıkla yolunuzu bulabileceğiniz bir girişe ve patikaya sahip. Solunuzdan, hemen üstünüzden bir geçiş yakalamak istiyor iseniz batı yamacını tercih edebilirsiniz.
Doğu yamacı ise farklı seçenekleri ile karşınıza çıkıyor. Park alanına yaklaşmadan önce solunuzda (yine doğuya bakacak şekilde) kalacak bir araç yolu seçeneği de dâhil olmak üzere biraz daha zorlu bir iki tırmanış yolu ile de doğu yamacına çıkabilirsiniz. Doğu yamacının görece daha yüksek ve daha güzel bir manzarası olduğunu da belirtmeliyim.
Vadi ve yamaç tırmanışı sizi korkutmamalı. Tırmanışlarınız (yürüyüş temponuz ve alışkanlıklarınıza göre değişiklik gösterebilir) 30-40 dakika dahi sürmeyecektir. Kaldı ki; acele etmenizi gerektirecek bir durum da yok. Herkes gibi uzunca bir zaman beklemek zorundasınız.
Sabırla beklerken, uzaklardan jet sesi duyduğunuzu sandığınız anlar olacak. Bazen o jet sesleri gerçek olsa bile ne yazık ki o umutla beklenen gürültü, başka bir yöne doğru uzaklaşacak.
Saatler sonra, sabırla beklenen “O An”
Vadiye girmeyen RAF Hawk’larına inat USAF F-15’lerinin doğu yamacını dokunacakmışçasına geçişi o dakika batı yamacında olan bizlere inanılmaz bir sahne yaşatıyor. Doğu yamacında, F-15 pilotu ile göz göze gelenlerin yerinde olmak nasıl hissettirirdi diye de düşünmeden edemiyorsunuz tabi o an.
En önemli tavsiyeyi ise en sona bıraktım. Uzaklardan gelen jet sesini ilk duyduğunuzda yanınızda profesyonel bir kamera yok ise yalnızca ve yalnızca anın tadını çıkarmalısınız. Saatlerce beklediğiniz o an kesinlikle baş döndürücü olacak.