Tarih: Issue 72 - March 2017
Dünya’nın çok hızlı değişimden geçtiğini söyleyen Bakan Işık, özellikle bölge ülkelerdeki istikrarsızlık ve krizlerin ortaya çıktıkları sınırları aşarak artık tüm Dünya’yı etkileyen bir hal aldığını, bölgedeki çatışmalarda yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiğini ve çok sayıda insanın da bulundukları bölgeden kaçarak mülteci durumuna düştüğünü söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “ Suriye ve Irak’ta devam eden savaştan kaçan yüzbinlerce insanın rahat ve huzurlu bir hayat için her türlü tehlikeyi göze alarak kara ve deniz yoluyla gelişmiş ülkelere erişmeye çabaladığını görüyoruz. Bu tehlike yolculuklarda çok sayıda insan hayatını kaybediyor. 2016 yılında, 11 Kasım tarihine kadar, yaklaşık bir yıl içinde maalesef sadece Libya’dan, İtalya geçmeye çalışan 4 bin mülteci bu tehlikeli sularda hayatını kaybetti.
Türkiye’de ne yazık ki bu göç dalgasından etkileniyor. Bu kapsamda Ege Denizi'ndeki yasadışı geçişleri kontrol altına almak için hem AB ile 18 Mart 2016 tarihinde vardığımız mutabakat hem de Deniz Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik ve Jandarma unsurlarımızın olağanüstü çabaları sayesinde Ege'de daha fazla ölümlerin olmasını engelledik” dedi.
Milli Savunma Bakanı ayrıca Suriye’den gelen tehditleri ve riskleri en aza indirmek için başlattıkları Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi ile ilgili komisyon üyelerine bilgiler verdi. Proje kapsamında toplam 825 km’lik sınır duvarı yapılması planlandığını söyleyen Işık, şu ana kadar 269 km duvarın imalatının tamamlandığını ve duvarın geri kalan kısmının ise 2017 yılının ilk yarısına kadar tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye, Savunmaya Harcadığı Kaynağı Arttırıyor
Türkiye’nin küresel ve bölgesel tüm meselelere çözüm bulunmasına olumlu katkıda bulunabilecek önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Bakan Işık, bu çerçevede dost ve müttefik ülkelerle iş birliğini arttırırken diğer yandan Türk Silahlı Kuvvetlerini de en iyi imkanlarla güçlendirmeye devam edeceklerinin de mesajını verdi. Bakan Işık, Türkiye’nin 1952 yılından beri NATO üyesi bir ülke olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, artan güvenlik sınamaları karşısında ittifakın askeri ve siyasi etkinliğinin muhafazasına büyük önem veriyor. Nitekim, NATO’nun 2014 yılında Galler’de ve 2016 yılında Varşova'da gerçekleşen zirvelerinde NATO üyesi ülkelerin askerî yeteneklerini ortaya çıkan bu yeni ihtiyaçlara göre geliştirmeleri yönünde ortak bir irade oluştu. Ayrıca 2014 yılında NATO’da alınan önemli bir karar da ülkelerin 2024 yılına kadar gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 2’sini savunma harcamalarına, bunun da en az yüzde 20’sinin silah sistemlerinin tedarikine ayırmayı taahhüt etmeleri oldu. Dolayısıyla, ülkemiz de 2024 yılına kadar gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 2’sini özellikle savunma harcamalarına ayırmak durumundadır. NATO hesaplama yöntemlerine göre Türkiye’nin savunma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılasına oranı 2015 yılında yüzde1,66 seviyesinde gerçekleşmiştir. Türkiye bu oranla NATO üyesi ülkeler içinde 7.nci sırada yer almaktadır” dedi.
Savunma Sanayinde verimli bir eko-sistem kurmak için çalıştıklarının da altını çizen Işık, Savunma Sanayinde faaliyet gösteren Vakıf, Kamu ve Özel şirketlerin gelecek dönemde daha etkin çalışmalarını sağlayacak yöntemleri hayata geçireceklerini söyledi. Bakan Işık “Bu yaklaşım doğrultusunda Vakıf ve Kamu Şirketlerimiz daha çok sistem entegrasyonuna yönelecek, katma değeri yüksek ürünler üretecek, beyin gücünü yeni nesil sistemler geliştirmek için kullanacak. Her işi kendi yapan, her şeyi kendi üreten bir kamu şirketi modelinden çıkıp kritik alanlar dışındaki ihtiyaçların özel sektör eliyle üretildiği ve iş paylaşımının tabana yayıldığı bir ekosistem oluşturacağız. KOBİ’lerimiz de savunma ve havacılık alanında giderek daha çok rol alacaklar. Özetle, ana yüklenicilerin KOBİ’lere ciddi seviyelerde iş
aktardığı bir yapı sayesinde teknolojik derinliği sağlayabilecek, pratik ve çevik girişimleri de destekleyecek bir sistemi oluşturmaya çalışacağız.” dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık: “Siparişe Dayalı AR&GE çalışmalarını devreye alacağız”
2015 yılında Türkiye’nin 1,66 milyar dolar olarak gerçekleşen Savunma Sanayi ihracatını 5 milyar dolar seviyelerine çıkarmayı hedeflendiklerini söyleyen Bakan Işık sözlerine şöyle devam etti: “Böyle bir hedefe sadece daha fazla mal satarak ulaşmanın zor olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, bu sektördeki en büyük dönüşüm katma değeri yüksek ürünler, platformlar ve sistemler üretip bunları başka ülkelere de satmak şeklinde olacaktır. Savunma sanayisi en ileri teknolojilerin kullanıldığı bir sektördür. Bu
Teknolojilerin geliştirilmesi yoğun AR-GE çalışmalarıyla ancak mümkün olmaktadır. Muhtelif kaynakların tahsis edildiği AR-GE alanında da sistematik değişiklikler yapıyoruz. Buna göre, siparişe dayalı AR-GE çalışmaları, üniversitelerdeki akademisyenlerin sanayiye aktif katılımı üzerinde yoğunlukla
Çalışmamızı sürdürüyoruz. Özellikle, üniversitelerin ve araştırma kurumlarının katılımını etkinleştirmek, insan kaynağından daha fazla yararlanmak gayesi içindeyiz. Aynı zamanda, kurduğumuz ve kuracağımız AR-GE merkezleriyle ihtisaslaşmayı sürdüreceğiz. İçinde bulunduğumuz koşullar, konvansiyonel savunma ürünlerinin yanında elektronik harp ve siber savunma alanında da AR -GE
Çalışmalarımızın hızlandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu alanda elde edilecek başarılar aynı zamanda ülkemizde güvenlik ve huzurun sağlanmasında esaslı bir katkı niteliği de taşıyacaktır. Burada özellikle,
Devlet, kamu şirketlerimizin ve vakıf şirketlerimizin daha çok kritik teknolojilere yoğunlaşmasını, mevcut nitelikli insan kaynağının Türkiye’nin mutlaka elde etmesi gereken kritik teknolojileri elde edecek şekilde organize edilmesini, özel sektörümüzün de vakıf şirketlerimiz ve diğer kamu şirketleriyle birlikte çok daha etkin ve verimli bir çalışmayla hem ülkemizin ihtiyaçlarının karşılanmasını hem de dost ve müttefik ülkelere bu ürünlerin satılmasını hedefliyoruz.” dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ayrıca sunumunda Savunma Sanayi Müsteşarlığı bünyesinde devam eden tedarik, geliştirme ve seri üretim programlarının son durumu hakkında da komisyon üyelerini bilgilendirdi. Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı “Hürkuş” programında iki prototip üzerinde yapılan test çalışmalarının tamamlandığını ve uçağın hem ulusal hem de uluslararası otoriteler tarafından sertifikalandığını ifade eden Işık, “Hürkuş-B” seri üretim programın da 15 uçağın seri üretimin de başladığını söyledi.
Türkiye toplam 32 adet F-35 Uçağı Siparişi Verdi
Bakan Işık ayrıca gelecek dönemde F-4 uçaklarının yerini alması plan F-35 JSF uçakları için yeni siparişler verdiklerini söyleyerek şöyle devam etti: “F-35 tedariki için kurulan uluslararası projede ülkemiz de yer alıyor. F-35 uçakları Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın vurucu gücünü ve operasyonel etkinliğini artıracak. Bu projede, Amerika Birleşik Devletleri dâhil 9 ülkeyle birlikte müşterek faaliyet gösteriyoruz. Bu kapsamda 2018 yılında ilk 2’sini teslim almak üzere bugüne kadar 6 uçağın siparişini vermiştik. Önümüzdeki üç yıl boyunca her yıl sekizer adet olmak üzere ilave 24 adet F35 siparişi için de karar alındı” dedi.
2017 Yılı Sonuna kadar 35 adet “Atak” Helikopterinin Teslim Edilmesi Planlanıyor
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Atak Helikopterlerinden bugüne kadar 16 adedin Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildiğini söyleyerek “Atak helikopterleri şu anda Güneydoğu’da terörle mücadelede yoğun olarak kullanılıyor. 2017 yılı sonuna kadar toplam 35 adedin tedariki tamamlanmış olacak. Çok yakında, Atak helikopterimiz de yerli anti-tank füzesi UMTAS‟ da kullanılmaya başlanacak. Diğer yandan Dost ve müttefik ülkelerden Atak helikopterine yoğun ilgi ve talep olduğunu da belirtmek isterim.” dedi. Bakan Işık, ayrıca Genel Maksat Helikopteri programında da teslimat takviminin 15 haziranda başladığını ve ilk teslimatın 2021 yılında yapılmasının planladığını söyledi.
Yeni Tip Denizaltı programı kapsamında üretilecek 6 adet Denizaltının yurtiçinde Gölcük Tersanesinde üretileceğini belirten Işık, bu çerçevede Gölcük Tersanesi Komutanlığında söz konusu denizaltıların inşa edilebilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen altyapı iyileştirme faaliyetlerine ve dizayn adaptasyonları çalışmalarına başlanıldığını söyledi. Bakan Işık “ilk denizaltının 2020 yılında, sonrasındaki denizaltıların ise birer yıl arayla Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi planlanıyor.” dedi.
MILGEM projesi kapsamında 1. ve 2. Gemilerin Türk Deniz Kuvvetlerinin envanterine girdiğini belirten Bakan Işık, 3. ve 4. Geminin inşasına ise Eylül 2014 yılında başladıklarını söyledi. Program takvimine göre 3. ve 4. Gemilerin 2018 ve 2020 yılında hizmete alınacağını ifade eden Işık, serinin devamı olarak daha önce lanse edilen MILGEM 5-8 gemilerinin üretimi içinde tasarım faaliyetlerine başladıklarını söyledi. Işık, 5.geminin İstanbul Tersanesi komutanlığında geri kalan gemilerin ise özel tersanelerin oluşturacağı konsorsiyum tarafından üretileceğini ifade etti.
Ana Muharebe Tankı “Altay” programında seri üretime yönelik son teklif masada
Milli Ana Muharebe tankı “Altay” Projesi kapsamında, prototip geliştirme ve kalifikasyon aşaması, teste hazırlık, gözden geçirme çalışmalarının gerçekleştirildiğini ve Nisan 2015'te sistem kalifikasyonu ve kabul test sürecinin başlanıldığına değinen Işık devam eden çalışmaları ise şöyle özetledi: “Birinci prototip tankla 10 bin kilometre dayanıklılık testlerine devam ediliyor. Ikinci prototip tankla silah sistemleri ve ateş gücü kabul test ve muayene prosedürüne göre sistem kalifikasyon test atışları icra ediliyor. Seri üretim için geliştirme programını yapan firmadan seri üretim için ilk ve ikinci teklifler alındı ve değerlendirme süreci devam ediyor.” dedi.
Bakanının sunumun ardından komisyon üyelerinin sunumla ilgili değerlendirmeleri ve sonrasında ise soru-cevap kısmına geçildi. Burada Bakan Işık’a Altay Tankı programında seri üretim sürecinin nasıl bir modelle devam edeceği tekrar soruldu. Bakan Işık ise bu soruya yönelik olarak “Biz Altay programıyla ilgili önce bir firmamıza geliştirme ihalesini verdik. Bu firmamız 2 tane prototipi üretti. Bir tanesinin testleri tamamlandı, ikincisinin de testleri yakında tamamlanıyor. Daha sonraki aşamada “Bize teklifini ver.” diye bu firmaya çağrıda bulunduk. Firma bize teklif verdi, daha sonra “Bu teklifini revize et.” diye bir daha kendilerinden yeni teklif istedik. O revizyon da yapıldı. Şimdi Savunma Sanayi İcra Komitesi önümüzdeki toplantısında bu teklifin yeterince rekabetçi olup olmadığını değerlendirecek, eğer yeterince rekabetçi bir teklif kanaati oluşursa bu firmaya ihale yapmadan seri üretim ihalesi verilecek ama bu kanaat oluşmazsa açık ihaleye çıkılacak.” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı 2017 yılı Bütçesi Tasarısı Komisyona Sunuldu
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık Plan Bütçe Komisyonuna Millî Savunma Bakanlığı 2017 Yılı Bütçe Tasarısı da sundu. Buna göre 2017 yılı Milli Savunma Bütçesinin 28 milyar 702 milyon 119 bin
Türk lirası olması planlanıyor. Bu bütçenin yüzde 51,5'ini personel giderleri, yüzde 8,8'ini Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri, yüzde 37,4'ünü mal ve hizmet alım giderleri, yüzde 1,5'ini cari transferler ve yaklaşık binde 8'ini ise sermaye giderleri oluşturuyor.